19 Ocak 2011 Çarşamba

:::bize dair:::

* güzel bir yılbaşı tatilinden sonra -epi topu üç gün ama olsun ilaç oldu- ilk iş günü yeşil giydim, bol kazançlı geçsin 2011 diye, ikinci gün mor giydim enerjim artsın diye, üçüncü gün kahverengi giydim toptağa yakın hissetmek için, perşembe gri önümde zor günler var güçlü olmak için ve cuma da kot giydim, rahat olmak için:)) abartmışım...

* blog gezmeyi özledim, readerım kendinden geçmiş vaziyette. zamanımın çoğunu işte geçiriyorum, kalanları ise minik adam ve sevgilimle geçiriyorum. boş bulduğum vakitlerde ya ev işi yapıyorum ya da film seyrediyorum. yoğun bir günden sonra film seyretmek inanılmaz rahatlayor beni, rakamsız, hesapsız güzel bir uyku çekiyorum.

* matematiği, sayıları çok seven bu kişilik yine onlarla bağlantılı bir işte çalışıyor ve istatistik yapıyor. matematiğin kesinliğinden sonra istatistiğin sonuç aralıklarına alışmak zor oldu ilk başlarda. şimdiyse katıldım kervana ve çok kabaca rakamlarla doğru yalan söyleme bilminin bir parçası oldum. hadi bakalım...

* hem kendi işimden hem de sevgilimin yoğunluğundan sevgilimle görüşemez, doğru dürüst muhabbet edemez olduk. haftasonları çalışan kocaya bir yandan üzülürken bir yandan bencillikle keşke yanımda olsaydı diye düşünüyorum. yaz gelsin, sevgilim evine dönsün...

* minik adamın keyfi yerinde onda hava her daim 10 numara. bezi bıraktırmak için çalışmalara başladık, her değiştirdiğimizde hava ısınınca bezin sıcak olacağını, bezsiz daha rahat edeceğini, artık onu takmayacağımızı ve  tuvaletini tuvalate yapacağını anlatıp duruyoruz. vakti zamanı gelince göreceğiz bakalım ektiğimiz tohumlar meyve verecek mi...

* emziği hiç sormaz oldu artık, ne ilginç sanki hayatında hiç yer almamışcasına yaşıyor. en ufak birşeyi daha saklanamaktan hoşlanan, eşyalarına bağlı olan biri olarak bu davranış garip geliyor bana. ama bir yandan da -zorunlu- iradesine hayran oluyorum...

* çok fazla televizyon seyrettirmek istemiyoruz ancak yasaklar delinmek içindir misali en son noktaya kadar zorluyor şansını. yangına körükle gittiğimi bile bile geçen hafta araba sevdalısı minik kuşa Pixar Cars çizgi filminin cdsini aldım, deli olmuş vaziyette. büyük bir keyifle beraber oturup şimşek Mcqueen ve Mater izliyoruz ana-oğul...
P.S. bazıları farmville sever bizim evde carville oynanıyor...

6 yorum:

füsfüs dedi ki...

nilocum ben seni özlüyorum eşin oğlun nasıl özlüyordur kimbilir. bitmeyecek mi artık bu yoğunluk yok mu ihtimal

Unknown dedi ki...

Bizimki daha Cars'ı izlemeden öğrenmiş Şimşek Mcqueen'i :)) nasıl oluyorsa sanırım yuvada arkadaşlarından duydu :))

Fatma dedi ki...

Ah bu araba sevdası yok mu? Deniz de aynı, şu sıralar kaptırdı kendini kepçedir, betonyerdir. Deniiiiz, ordaki küçük helikopterden bizim Deniz'de de var:))

sanberk dedi ki...

biz de hala bezleyiz ve ancak hava ısnınca daha cesaretli adımlara gireriz.Şİmdi hala sıcacık bezleyiz:)biz de anlatıyoruz kitaplarda okuyoruz ama bakalım hala isteği yok.Tak tük wc da çişini yaptı ama oyununu bırkıp wc gitmektense bezde yapmayı tercih ediyor biizmki.Onun için bezi çıkartmadan olmayacak sanırm ama onu yapmak için daha sıcak günleri bekleriz:)Siz de kolay gelsin:)

biberli dedi ki...

bunları kim dizdi böyle? "Deniz dizdi" dersen, aaa derim, "Başak burcu olduğunu da insan bu kadar belli etmez kiii!" diye cırlarım :)

Deli Anne dedi ki...

aynı Selim küçükken dizdiğimiz arbalar gibi.. eskiye gittim bir an görünce..

ve geliyor ya cars2.. yaşasın..