Yarın sabah denize karşı mis gibi bir kahvaltı ettikten sonra öğlen gibi İstanbul'da oluruz.
Sevgilimi haftasonu çalışacak diye erken gönderdik. 3 günlük ayrılık ikisine de baya zor geldi, sevgilim her anı ile ilgili haber bekliyor, oğlum her kapıdan girene "baba" diyor. Ara ara huysuzlanıyor da tabi ama oyalanacak o kadar çok şey ve oyalayacak o kadar çok kişi var ki toplu halde keyfini yerine getiriyoruz.
Kavuşmaları Yeşilçam filmlerine yakışır bir sahne olucak;)
Son gün psikolojisi içerisindeyim, ne eksik kaldı neyi yapmadım diye düşünüyorum.
Eski bir alışkanlık olsa gerek çünkü bu sefer yapmadığım çok şey var.
Oraya gitmemişim, yok görmemişim, yapmamışım...
Ama yapmadıklarımla o kadar mutluyum ki!Onların yerine daha önce hiç yapmadıklarımı yaptım;
Bu minik adamla bol bol yüzdüm -gerçi ilk gün denize yaklaşmadı bile, sevgilimle çok üzüldük-,
sudaki kahkahalarını dinledim, eğlendim,
deniz kenarında kum taşıdım, tırmıkladım,
erkenden kalkıp doğan güneşi izledim -sevgilim daha çok yaptı bunu:)-
Bunların yanında ara ara yok güneş çok yaktı, aman üşüdü burnu aktı, kumu ağzına attı gibi tatlı streslerde yaşadım.
Şimdi bebeğim yatağında mışıl mışıl uyuyor.
Kalkınca bol organik bir kahvaltıdan sonra mis gibi bir deniz O'nu bekliyor.
Ve nilo diyor ki: "annecim söz, her sene seni buraya getireceğiz."
3 yorum:
bu sene tembelliği abartıp ben de kendime can simidi aldım.. kocaman hem de:)) başta gülen herkes talip oldu sonra:))
ama deniz'in şu gölgelikli simidinde gözüm kaldı yahu..
Nilo'm.. annelik sana ilham mı veriyor ne:))
ama ben bunu yerim ki:) çok tatlı buuuu:) ben de kum kovamı alıp gelbiliymyim acaba yanınıza... çok güzel görünüyorsunuz:)
Luna, inanır mısın bende bindim o simide hatta fotom bile var ama koymadım:D İlham mı bilmem ama müthiş bir keyif ve mutluluk veriyor:D
Juve, sende katıl aramıza diyeceğim ama malesef dönüş yolundayız bir dahaki sefere bekliyoruz:D
Yorum Gönder