17 Temmuz 2009 Cuma

5' i bir yerde...

Takıldık bu aralar yine film seyretmeye...
Aslında okuduğum kitapta fena değil ama...
20 tane film birden alınca bir yerlerden başlamak lazım...
...
Angels&Demons

Dan Brown' un tüm kitaplarını okuduktan sonra filmi izlememek olmazdı. Daha önce de demiştim ya kitabını okuduğum filmleri çok beğenmiyorum diye ama bu biraz farklıydı. Neden farklı olduğuna gelince önce konusundan bahsetmem gerek: Papa yeni ölmüştür ve Vatikan, eski ve gizli bir topluluk olan Illuminati'nin tehditi altındadır ve bu komployu çözmek için Peder Patrick -Ewan Mcgregor- işaret bilimci Robert Langdon' ın -Tom Hanks- yardımını ister...

Film Roma' nın birbirinden güzel heykelleri, çeşmeleri, kiliseleri arasında geçiyor. Balayında Roma'nın eşsiz güzelliklerini dünya gözüyle görmüş biri olarak film boyunca sevgilimle yürüdüğümüz sokaklarda tekrar bulunmak beni hem çok mutlu etti hem çok heyecanlandırdı. Bu güzel akdeniz ülkesinde havasından mı suyundan mı yoksa balayı sarhoşluğundan mı bilinmez rüya gibi bir hafta geçirmiştik. Gidebileceğimiz her yere gitmek için uğraşmış, tüm şehri görmeye çalışmıştık ama sanıyorum Roma'yı tam gezebilmek için bir süre orda yaşamak lazım, her yerinden resmen tarih fışkırıyor. Ama şu da bir gerçek tarihlerine sahip çıkmalarına, en ufak parçasını bile korumalarına hayran kaldım...

Ülkeminde bir çok yerini görme fırsatım oldu, bazılarından çok etkilendim ama bu şehrin yeri ayrı valla ne diyeyim... Umarım dünya gözüyle Sistine Chapel 'i bir kez görebilirim ;)

Filme gelince, imdb 7 vermiş ama benim gönlümde 10 geçti valla...
...
New in Town

Hollywood piyasasıda krizden etkilendi diye boşuna demiyorlar, bu kadar klişe bir film izlemeyeli uzun zaman oldu. Adından da biraz anlaşılacağı üzere sabun köpüğü filmlerden. Başarılı ve akıllı bir iş kadını olan Lucy -Renee Zellweger- kısa bir süreliğine işi gereği küçük bir kasabaya gider ve Ted ile tanışır -Harry Connick- ancak kasaba hayatına, arkadaşlık ilişkilerine alışmakta zorlanır. Bridget Jones' un günlüklerinde Renee' ye hayran kalmıştım, çok başarılıydı ancak bu filme hayal kırıklığına uğradım, kriz O' nu da vurmuş böyle gereksiz filmlerde bile boy göstermeye başlamış ;) Ama tamam kabul ediyorum birazda olsa bilerek aldım -kafa dağıtmaca- ama Renee' nin ve filmin bu kadar kötü olabileceği hakkında en ufak bir fikrim olsaydı gerçekten almazdım..
...
Bride Wars

Sevgilimin arkadaşlarıyla takıldığı bir akşam tek başıma şöyle biraz keyif yapayım dedim. İyi de denk geldi kesin uyurdu bu filmde, bir sabun köpüğü daha:D

Neyse, Bride Wars, Kate Hudson ve Anne Hathaway 'in son filmi... Bu iki hatunu da seviyorum ben, tamam kabul ediyorum çok da oyunculuk gerektirmeyen filmlerde oynadılar şimdiye kadar ama her zamanda öyle ağır filmler çekilmiyo ki canım. Konusuna gelince, çocukluklarından beri arkadaş olan Liv ve Emma' nın ortak hayallerini -Haziran'da Plaza Otelde evlenmek- gerçekleştirirken yaşadıklarını anlatıyor. Keyifli, eğlenceli biraz çirkef, kızkıza izlenecek tarzda bir film... Aaa birde filme Kate Hudson' ın giydiği Vera Wang gelinliğe bayıldım...
...
Palermo Shooting

Geçen akşamda sevgilimin tercihini izledik, Palermo Shooting. Fotoğrafçı Finn' in yaşadığı karmaşık duygular yolunu Plaemo'ya düşürür ve orda Flavia ile tanışır, birazda O' nun yardımıyla korkularıyşa yüzleşir. Başlarında biraz sıkıldım ama sonunu getirdim. Aslında filmi izlememin birkaç sebebi var:

Bir. Filmin yönetmeni ve senaryonun yazarlarından Wim Wenders... Değişik bir bakış açısı var bu adamın...
İki. Giovanna Mezzogiorno... Ferzan Özpetek' in Karşı Pencere filminden beri seviyorum ben bu hatunu, farklı bir güzelliği var...
Üç. Palermo, Sicilya... İtalya işte daha ne diim... Sokaklar, insanlar, manzara...
Dört. Müzikleri... Şu satırları yazarken bile dinliyorum...
...
Yes Man

Bayılıyorum Jim Carrey' e! Çok güldüm, çok eğlendim, film boyunca ara ara düşüncelere daldım ama olsun... Carl, -Jim Carrey- bankada çalışan, hafif depresif, mutsuz, hayata karşı duran bir adamdır, bir gün uzun zamandır görmediği bir arkadaşı ile karşılaşır ve O' nun sayesinde bir seminere katılır. İlk başta reddetmesine rağmen akışına bırakır ve karşısına gelen bütün fırsatlara "evet" deme zorunluluğu olan bir programa girer ve hayatında müthiş bir değişim başlar.

Çok basitçe Kuantum mantığını anlatıyor aslında film, hayatta hayır demektense anı yaşayacaksın, fırsatları kaçırmayacaksın... Dedim ya film boyunca düşündüm, acaba sadece 1 gün bile olsa -belki şimdilik kim bilir;)- karşıma çıkan her fırsata, herşeye evet desem mesela? Tamam korkutucu biliyorum ama ilk başta herşey zor gelir zaten... Merak ettim hala da ediyorum?!? Bilmiyorum...

P.S. İlk ve son film süperdi, tavsiye olunur, geri kalanları tercihe bağlı değişir;)

2 yorum:

JuVeNiL dedi ki...

ben de ilk ve son filmleri seyretmiş birisi olarak ve de aynı yazdığın gibi kitaplarını okuduktan sonra aynı tadı filmde bulamayanlardan biri olarak, angels&demons'u çok başarılı buldum.. biri sinemada biri evde olmak üzere 2 kere seyrettim.. the da vinci code da hayal kırıklığı yaşatmış olsa da bu o kırıklıkları tamir etti.. Bu arada gördüğünüz hiç bir italya sahnesi gerçek değil vatikan filmin çekilmesine izin vermediği için ülkesinde, binlerce resim çekerek Roma'yı kurmuşlar.. Hayran kaldım..
Diğer filme gelince.Jim Carrey i çok seviyorum.. çok başarılı bir film,aslında düşünce çok basit; ama herşeye evet desek en azından bir süre için sanırım hayatımızda çok şey değişir ve bu değişim bir şekilde bizi mutlu eder.. Yeni şeyler denemeye insan yaşı geçtikçe daha uzaklaştıgından böyle düşünüyorum sanırım..

nilo dedi ki...

Juvenil, inanmıyorum ya, gerçek değilmiydiii:( Ama olsun ben çok keyif aldım yine de;)

Evet canım ya Jim Carrey süperdi, ben dün denedim valla bu evet olayını kötü değildi:D