19 Aralık 2010 Pazar

bu müze herkese tavsiye edilir.

kurban bayramından kalma bir post bu aslında, tembelim diyorum dinletemiyorum. neyse son zamanların en dahiyane fikri olduğunu düşündüğüm indirimli alışveriş sitelerinden birinde Koç Müzesi için giriş biletlerinin yarı fiyatına düştüğünün haberi geldiğinde en kötü beğenmeyiz diye düşünmüştüm. oyun grubu ile haberleşip cümbür cemaat aldık biletlerimizi. harika bir İstanbul sabahında kahvaltımızı müzenin içinde inzivaya çekilmiş Fenerbahçe vapurunda yapmak için yola çıktık. müzenin bahçesine girdiğimiz andan itibaren içerdeki hava bizi sardı, keyiflenmemek mümkün değildi....
bilmeyenlere minik adam bir araba hastası, renk renk saydı hepsini, bir ileri bir geri koştu aralarında. modellerini anlattırdı ama en çok hoşuna gidenler camekanların içindeki küçük model arabalardı. bakmak için geldiğimizi satın alamayacağımızı baya uzun uğraşlarımız sonunda anladı.
müzenin asma katında at arabaları, bebek pusetleri, bisikletler ve motorsikletler yerleştirilmiş. hepsi birbirinden güzel ve özenle korunmuş, bi ikna turu da bu katta yaşadık alamayacağımıza dair...
teknoloji kısmını da düşünmüşler, düğmesine basınca çalışan ve içi görünen makinalar, kolay kaldıraçlar, şeffaf otomobiller, bilgisayarlar hatta ipdlar bile koymuşlar. bütün çocuklar pervane oldular resmen..

trenlerin arasına daldık bir ara, kadıköy-moda tramwayına binip eski günlerimizi yad ettik sevgilimle. koca koca trenlerin dışında müzede 3 uçak, irili ufaklı bir sürü tekne, maketler, itfaye arabaları, kamyonlar, yaklaşık 15dk gezinti yapılabilen yolcu treni, çeşit çeşit motorlar vardı.
ama en uzun vakit geçirdiğimiz yer tabiki atlı karıncaydı, günün sakin bir saatine denk geldik herhalde en az 5 kere yer değiştirip binmişlerdir atlara, arabalara. müzenin bu kısmını sadece onlar değil koskoca veliler de sevdi, hatta bir ara görevliden gelen kırılabilir ihtarı üzerine tahtravalliden inmek zorunda kalanlar, salıncakta biribirini sallayanlar bile oldu:)
.
düşündüğümden çok çok daha güzel bir müzeydi gerçekten. büyük küçük herkese tavsiye ederim, hele fotoğraf çekmeyi seviyorsanız ayrıca tavsiye ederim. güneşli günlerin anısına olsun, iyi haftasonları millet...

5 yorum:

Deli Anne dedi ki...

gidilesi bir yer.. hem çocuk için de değişik bir deneyim..iyi fikir verdin.. teşekkürler.

K.T dedi ki...

Geç olmuş ama güzel olmuş. Ben korkuyorum binmek için ağlamalar almakiçin ağlamalar olursa diye. Haydi önümüzdeki bahara planıma katalım.

ZEYNEP dedi ki...

Arda' yı hep götürmek isteyip de bir türlü plana dahil edemediğim güzergah.. Ne iyi etmişsiniz. İlk fırsatta biz de gideriz umarım :)

Evrim dedi ki...

Geçtiğimiz ekim biz de gitmiş ve çok eğlenmiştik. Ama talihsizlik birimiz fotoğraf makinesini unutmuştu, birimizinkinin ise objektifi kitlendiği için netleyemediğinden çekmemiştik :( Eline sağlık o güne döndüm sanki :) http://paylasmamgerek.blogspot.com/2010/10/bodrumdan-bildiriyoruz.html

nilo dedi ki...

Deli anne, çok seveceksiniz eminim:)

Kuzey Tan'ın annesi, biraz bizimde öyle oldu ama çok uzatmadı Allah tan kaçırmayın derim:))

Zeynep'cim, gidin valla:))

Evrim'cim, aaa çok geçmiş olsun böyle bir yere gidipte fotoğraf çekmeden dönmek yazık olmuş. Yine gidersiniz umarım:)