bu blogu ilk açtığımdan beri sürekli aklımda olan ve yazmak istediğim bir konu vardı. sıramı bekledim sabırla, başkalarının yazılarını okudum, muhabbetlerine sevindim, acıkta olsa imrendim. sonunda yazıyorum ve mutluyum....
seni ilk gördüğümde toplu iğne başı kadar olduğunu söylemişti doktor. babanla beraber ekrana yapışıp kalmıştık resmen, sanki ne göreceksek heyecan işte. o andan itibaren geri sayım başlamıştı bizim için ve zaman çok yavaş geçiyordu. seni ilk hissedeceğim anı beklemeye başladım, içimdeki minik kelebeği hissedeceğim anı. bir akşam babanla otururken hissettim seni, başladım ağlamaya, inanamadım. sonra minik kelebek büyüdü, minik patiler güçlendi tekmelere dönüştü. dönmedim çok fazla ama bol bol gerindin, bazen poponu bazen sırtını sıvazladım kendimce.
.
sayılı gün bitti vakit geldi ve hastanede kucağıma verdiler seni, dünyanın en güzel bebeğiydin gözlerime inanamıyordum, beraber ağladık bir süre. sonrasında ağlayarak kendini duyurmaya başladın, sesin çınladı kulaklarımda bol bol. ellerin, ayakların, parmakların o kadar minikti ki tutarken, kucaklarken canını yakmaya korkuyordum. emzirmeye başladım seni, farklı bir iletişim boyutu girdi hayatımıza. ağlama ve emzirerek anlaştık bir süre, aguların, gülücüklerin, çığlıkların katıldı aramıza. ilk "baba" dedin sonra da "nene" hatta hem bana hem ananene nene dedin, üzülmedim buna tersine sevindim.
.
uzun süre yaklaşık on kelime ile anlaştık ta ki iki ay öncesine kadar. diyolardı "bir anda oluyor, çorap söküğü gibi geliyor diye" ama ben inanmıyordum nedense. anane demeye başladı önce sonra ama (araba) ve diğerleri geldi. şimdiyse " deni... kapının... akasına...laklandı..." cümlesini bile kuruyorsun duraklayarakta olsa. birçok kelimeyi düzgün söylüyor ve doğru yerde kullanıyorsun. hatta öyle garip kelimeler biliyorsun ki kimden nasıl öğrendiğini araştırmak zoruında kalıyoruz. bazılarını ise çok farklı söylüyorsun, bunlardan çok hoşuma gidenler :
* fu: su
* lıplıp: zıpla, zıplamak
* hüp, füt: süt
* kadavi: kahvaltı
* güge: güneş
* çobat: çorap
* kankangi: karanlık
* penyame: pervane
* amaya: araba
* lekenli: yelkenli
* gambon: kamyon
* gökkü: gökyüzü
* lamıt: yardım
* kobadan: kocaman
* bididet: bisiklet
* peymim: peynir
* emmem:ekmek
minik kuşum konuşmanla bizi çok mutlu ediyorsun, güldürüyorsun, muhabbetinle mest ediyorsun... annen ve baban senin için ne diyor biliyor musun "son kafa ütücü" tamamen sevgiden ama:)