20 Ağustos 2009 Perşembe

Fazla oksijenden ara ara başım dönüyor...

Kendimi(zi) İstanbul' dan nasıl attık bilmiyorum.
Havaalanına geldiğimde kalp atışlarım biraz olsun normalleşmişti.
İnanmıştım gerçekten gittiğimize.
İçten içe bir aksilik çıkmasından korkuyormuşum meğer,
onu anladım...
.
Uçak şehrimin üstünde süzülürken,
sabah güneşi kumsalları daha yeni yeni ısıtırken,
sevgilime baktım,
kucağında uyuyan bebeğimizle mutluluğumu paylaştı.
Şimdi burdayız.
Oğlanın keyfi çok yerinde, daha bir hareketli oldu,
daha bir büyüdü sanki.
Bazen bahçede, salıncakta, hamakta,
bazen de biberlerin arasında, kucakta, kumda...
Seveni bol.
Bizse dinlenmeye ve kitap okumaya çalışıyoruz.
Sadece sevdiklerimizle beraberiz.
Ağırdan alıyoruz herşeyi.
Özlediğimiz yerleri geziyoruz.
.
Geçen günlerden bir gün ananemin köyündeydik,
ailece.
500 yıllık hikayenin bir parçası olduk.
Katlamaların, nokulların yanında tatlı sohbetler ettik.

.

.

.

.

.

.

.

5 yorum:

JuVeNiL dedi ki...

sizi çok özledimiyazıyı ve resimleri görünce çok sevindim... :)

biberli dedi ki...

vala gayet keyifli geldi cümlelerin, taa oralardan buralara :)
tadını çıkarın bol bol..
keyif aceleye gelmez.
oooh yaya yaya ;)
kocaman öpüyorum hepinizi

JuVeNiL dedi ki...

tatilciler..:)
blogunuz ödüllendirildi.. bakınız..
http://crimescenejuvenilasation.blogspot.com/2009/08/odullendim.html

nilo dedi ki...

Juve, bitmesin diyorum ve susuyorum...

Biberli, yaydık gerçekten nasıl toplanacaz bilmiyorum:D

nilo dedi ki...

Juve'cim, ödül için teşekür ederim, döner dönmez cevap vereceğim;)